Tekâmül

Unutulmuş Miras; Kitaplarımız

Türklerin tarih seyrine bakıldığında 11. asırdan itibaren Yusuf Has Hâcib tarafından yazılan Kutadgu Bilig eserinden başlayarak bu millet günümüze kadar bir kitap medeniyeti ile gelmiştir. Yazılan eserlerin malayani konulardan ziyade nasihat, tarih, din ve bilim sahasında olması atalarımızın bu medeniyeti de en güzel şekilde değerlendirdiğini bize göstermektedir.

İstanbul’un fethi gibi çağları değiştiren bir olayın Padişah’ının dahi küçük yaşta ilmî eğitimini tamamlamış ve her zaman yanında ilim hocalarını bulundurmuştur. Osmanlı tarihinde yazılmış eserlerin bir benzeri başka hiç bir millette yoktur. Hatta ecdadımız yazmanın ehemmiyetini bildiği için bunu daha pratik hale getirmiş ve 10’dan fazla yazma şekli meydana getirmiştir. Bunların en meşhurları el yazısı diyebileceğimiz Rik’a hattıdır. Bu yazma şeklinde asıl olan hızlı ve seri bir şekilde yazmak bu sayede nakledilmek istenen bilgiden hiçbirini kaçırmamaktır. Bu bile gösteriyor ki atalarımız bir şey yazmak değil, okutmak için yazmayı daha ehven görmektedirler.

20. asrın başlarında ölçüsüz, cahilâne bir şekilde batılılaşma süreci başlamış ve kendi milletinin hazinelerinden bîhaber zâtlar batının kültürünü ve yasalarını milletimize tatbik etmeye başlamıştır. Hatta bu uğurda birçok âlim darağaçlarına gönderilmiş, sürgün edilmiş ve cebr-i kat’î ile batılılaşma kanunları tatbik edilmiştir. Tabi bu süreç bin yıl üç kıtaya ve onlarca ırka adaletle hükmetmiş milletimizi mel’ûn Avrupa Birliği kapılarında acizâne sürünecek hale getirmiştir.

Ne yapmalıyız?

Peki neredeyse 1000 senedir dünyada söz sahibi olan bu milleti yeniden hüviyet-i asliyesine çevirecek olan nedir? Bu soruya verilecek en keskin cevap söz sahibi olan atalarımızın tecrübelerinden istifade etmek ve şımarık bir torun gibi değil olgun bir nesil olarak davranmaktır. Bu tecrübeyi de bilaşüphe atalarımızın yazdığı kitaplarımızda keşfedebiliriz.

Cumhuriyetin ilânının akabinde gelen harf devrimi bizi atalarımızdan koparmış ve bu millet bir gecede yazamaz, okuyamaz hale gelmiştir. Dünyadaki diğer milletler geçmişten gelen kuvvetlerinden istifade ederek hareket ederken bizim milletimiz her şeye sıfırdan başlarcasına tümüyle geride kalmıştır. Bu geride kalmışlık yeni doğan nesillerin özgüvenini yitirmesine sebep olmuş mâlâyaniyâtdan (faydasız boş söz) başka bir şey yapamaz hale gelmiştir.

TEKÂMUL sitesinin amacı da bu yönde atalarımızın tecrübelerini ilave bilgiler ile süzgeçten geçirerek o kutlu neslin torunlarına sunmaktır. Tarih alanındaki eserlerimizi görmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Bu mirası nasıl değerlendireceğimiz konusuna “Unutulmuş Miras; Kitaplarımız” yazısının ikinci serisinde değineceğiz

Reklam
BU İLÂNI SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA NEŞRET
ZİYARETÇİ TESBİTLERİ

Henüz fikir beyân edilmemiş. İlk tesbiti siz yapabilirsiniz.

BİR TESBİT YAZ